Avrupa Komisyonu İle Toplantı/Atık Sevkiyatı Tüzüğü

Avrupa Komisyonu İle Toplantı/Atık Sevkiyatı Tüzüğü

Malumları olduğu üzere, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında Atık Sevkiyatı Tüzüğü 30 Nisan 2024
tarihinde AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanmıştır. Bu çerçevede, son olarak 02 Haziran 2025 tarihinde Atık
Sevkiyatı Tüzüğüne (WSR) ilişkin olarak ilgili kurum ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla çevrimiçi bir
toplantı düzenlenmiş olup, toplantı kapsamında Avrupa Komisyonu Çevre Genel Müdürlüğü yetkilileri
tarafından yapılan sunumun ardından mevzuatın uygulanmasına dair ülkemiz soruları cevaplanmıştır.
Toplantıya dair detaylı bilgi notu aşağıda sunulmuştur.

                                  ATIK SEVKİYATI TÜZÜĞÜ AVRUPA KOMİSYONU İLE TOPLANTI BİLGİ NOTU
                                                                             2 HAZİRAN 2025

Atık Sevkiyatı Tüzüğüne (WSR) ilişkin olarak ilgili kurum ve özel sektör temsilcilerinin
katılımıyla çevrimiçi bir toplantı düzenlenmiş olup, toplantıda Avrupa Komisyonu Çevre Genel
Müdürlüğü tarafından Tüzüğe ilişkin genel bilgiler ve Tüzüğün uygulama tarihlerine ilişkin
bilgiler verilmiştir. Bu kapsamda:
• Tüzüğün temel amacının atıkların sınır ötesi sevkiyatında çevrenin ve insan sağlığının
korunmasını sağlamak ve aynı zamanda, Basel Sözleşmesi ve OECD çerçevesindeki
uluslararası yükümlülüklerin de uygulanmasını ve bazı yönleriyle aşılmasını
hedeflemek olduğu,
• Tüzüğün tüm atık türlerine uygulandığı, ancak AB tarafından tanımlanan “atık sonu”
(end-of-waste) kriterlerine uygun olan atıkların bu düzenlemenin kapsamı dışında
olduğu,
• Mayıs 2027 tarihi itibariyle OECD üyesi olmayan ülkelere atık ihracatının kısıtlanacağı,
AB’den atık ithal etmek isteyen söz konusu ülkelerin bu yöndeki taleplerine dair
Komisyona başvuruda bulunduğu, bu çerçevede yapılan 30 ülke başvurusunun
değerlendirme sürecinde olduğu, hangi ülkenin ne tür atık türü için talepte bulunduğuna
dair bilginin Komisyon sitesinde yayınlanmış olduğu1, yapılan başvuruların atık türü
düzeyinde değil ülke düzeyinde değerlendirildiği, atık ithalatı izni verilecek olan
ülkelerin de OECD ülkelerine benzer şekilde tesis denetim yükümlülüğüne tabi olacağı,
• Tüzüğün ayrıca, döngüsel ekonomiye yeniden kazandırılabilecek atıkların sevkiyatını
kolaylaştırmayı amaçlayan hükümler içerdiği, bu kapsamda en önemli yeniliklerden
birisinin dijitalleşme olduğu,
• Mayıs 2026’dan itibaren, tüm üye ülkelerin yetkili makamları ve ekonomik aktörlerinin,
DIWAS (Digital Waste Shipment System) adlı merkezi sistem üzerinden tüm belge ve
bilgileri dijital ortamda paylaşmakla yükümlü olacakları,
• Halihazırda bazı üye devletlerde yerel sistemlerin bulunduğu ve bu sistemlerin
DIWAS’a entegre edileceği, üçüncü ülkelerin de bu sistemi gönüllü olarak
kullanabilecekleri,
• 2026 yılı Mayıs ayından itibaren, AB dışına yapılacak her türlü plastik atık ihracatı için
önceden bilgilendirilmiş onay (PIC) prosedürünün uyulmasının zorunlu hale geleceği,
Komisyon tarafından, AB dışındaki ülkelerde plastik atıkların nasıl yönetildiğini
değerlendiren bir çalışma yürütülmekte olduğu,
• AB düzeyinde yeni bir “Atık Sevkiyatı Uygulama Grubu” (Waste Shipment
Enforcement Group) oluşturulduğu, iki hafta önce ilk toplantısını gerçekleştirildiği ve AB genelinde denetim ve uygulama çalışmalarının daha koordineli ve etkili biçimde
yürütülmesini sağlanmasının amaçlandığı aktarılmıştır.

                                        Toplantının soru-cevap bölümünde:
1) Tarafımızca, hammadde niteliğindeki hurda atıklar ve Atık Sevkiyat Tüzüğü’ndeki
kısıtlayıcı hükümler konusunda daha önceki toplantılarda da dile getirildiği üzere
endişelerimizin bulunduğu ifade edilmiştir. Çelik ve Metal Eylem Planı ile Otomotiv
Eylem Planı çerçevesinde de çelik hurdasının stratejik bir hammadde olarak
tanımlandığı ve bu kapsamda AB'nin bu yaklaşımının, ticaret ve sürdürülebilirlik
hedefleri kapsamında değerlendirilmesi istenmiştir.


- Komisyon tarafından cevaben, bu konuların başka Komisyon birimlerinin yetki
alanına girdiği, Çelik ve Metal Eylem Planında, WSR’ye yapılan atıfın yeni bir
düzenleme veya yaklaşım içermediği, belgede yalnızca, bu düzenlemenin atık
ihracatının çevreye ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde yönetilmesini
sağlamaya yönelik araçlar sunduğu ifade edilmiş, WSR’in temel amacının atık
ticaretini kısıtlamak değil atık kaynaklı çevresel sorunların önüne geçmek olduğuna
yönelik yaklaşım yinelenmiştir.


2) Denetim sisteminin nasıl uygulanacağı (denetim yöntemleri, denetçilerin nitelikleri,
denetçi akreditasyon süreci), bu sürece ilişkin rehber bir dokümanın yayımlanıp
yayımlanmayacağına ilişkin sorularımıza cevaben:


- Düzenleme kapsamında getirilen denetim yükümlülüğünün, AB'den ihracat yapan
şirketlere yönelik bir zorunluluk olduğu, Komisyon’un her bir denetimi tek tek
inceleyip onaylaması gibi bir prosedür bulunmadığı, ihracatçı firmaların varış
noktasındaki tesislerde bu denetimin yapılmasını sağlamakla yükümlü olduğu, AB
içi sevkiyatlar için böyle bir denetim zorunluluğu öngörülmediği, bunun nedeninin
ise, AB içerisinde tesislerin izinlerine ilişkin güçlü bir düzenleyici çerçevenin
bulunması olduğu belirtilmiştir.
Komisyon tarafından tesislere ilişkin bir kayıt sistemi oluşturulacağı, bu sistemde,
Komisyon’a bildirilmiş olan denetimlerin genel bir listesi yer alacağı ancak bunun
sadece bilgi amaçlı olacağı ve ihracatçı firmaların aynı tesis için birden fazla
denetim yaptırmasını engellemenin amaçlandığı belirtilmiştir.
Komisyonun bu denetimleri doğrulamayacağı ya da geçerliliğini
değerlendirmeyeceği ifade edilmiştir. Denetimlerin geçerliliğini değerlendirme
yetkisinin, AB üye ülkelerinin yetkili makamlarında ve aynı şekilde üçüncü ülke
makamlarında olacağı bildirilmiştir.
Atığın eğer, ön bildirim ve onay (PIC) prosedürüne tabi ise, denetim raporunun,
yetkili makamların sevkiyata onay verip vermeyeceğini değerlendirirken
kullanacağı araçlardan biri olacağı; ayrıca, denetim raporunun tek başına bir izin
olmadığı, gereken belgelerden sadece birisi olduğu ve sevkiyat sürecinde hazır
bulundurulması gerektiği belirtilmiştir. Öte yandan, denetimlere ilişkin ek bir rehber doküman yayımlamaya yönelik
planlarının bulunmadığı ancak paydaşlar ve yetkili makamlar tarafından güçlü bir
şekilde böyle bir rehbere ihtiyaç duyulduğu yönünde geri bildirim alınırsa
değerlendirilebileceği ifade edilmiştir.

3) Tesislerin denetim sürecine nasıl hazırlanabileceği, denetim prosedürlerinin pratikte
nasıl işleyeceği, tesislerin hangi koşulları sağlamalarının beklendiği, denetçilerin kimler
olabileceği, bu denetim hizmetlerinin kimler tarafından sunulabileceği gibi sorularımıza
ilişkin:


- Tüzüğün Ek 10’unda denetimi gerçekleştirecek tesislerin uyması gereken temel
koşullara ilişkin bilgilerin ve denetlenecek konulara dair bilgilerin yer aldığı,
denetçilerin bağımsız olması gerektiği gibi gerekliliklerin tanımlandığı ifade
edilmiştir. Diğer yandan, yalnızca AB tarafından akredite edilmiş denetçilerin bu
denetimleri gerçekleştirmesi yönünde bir sınırlama bulunmadığı, dolayısıyla Türk
mevzuatına göre akredite edilmiş denetim firmaları veya denetçilerin bu işlemleri
gerçekleştirebileceği bildirilmiştir.
“Çevreye uygun koşullarda işleme” (environmentally sound management)
kavramına ilişkin referans noktasının, AB ile eşdeğer koşullar olduğu, özellikle Ek
9’da listelenen AB mevzuatları ile uluslararası kılavuz dokümanların esas alınacağı
ifade edilmiştir.

4) Atıkların çevreye duyarlı yönetimi için yerine getirilmesi gereken koşullar için
Komisyonun bir kontrol listesinin bulunup bulunmadığına ve üçüncü ülkelerle
yapılabilecek ikili anlaşmalara ilişkin sorumuza cevaben


- Böyle bir kontrol listesinin (checklist) bulunmadığı, ayrıca şu anda, hiçbir OECD
ülkesiyle böyle bir ikili anlaşma süreci yürütülmediği, AB açısından böyle bir
sürecin kısa sürede sonuçlandırılabilecek bir işlem olmadığı, OECD ülkeleriyle de
böyle bir ikili anlaşma değerlendirilirse, bu durumda OECD dışı ülkelerin
başvurularının değerlendirilmesinde kullanılan WSR Ek 8’deki unsurların referans
alınabileceği ifade edilmiştir.


5) Atıklar sevkiyatı için Komisyonun geliştirmekte olduğu dijital sisteme ilişkin detaylara
ve buna üçüncü ülkelerin entegre olma olasılığına ilişkin sorumuza cevaben:


- 21 Mayıs 2026 itibarıyla, AB üye devletlerinin yetkili makamları ile tüm ekonomik
operatörleri, Atık Sevkiyat Tüzüğü’nün 27. maddesinde belirtilen tüm bilgi ve
belgeleri elektronik ortamda paylaşmakla yükümlü olacağı, hangi bilgilerin
elektronik olarak paylaşılması gerektiğinin bu maddede açıkça tanımlandığı,
DIWAS (Digital Waste Shipment System) isimli bu dijital sistemin geliştirilmesinin
bu madde temelinde yürütüldüğü ifade edilmiştir.
Ulusal dijital sistemi olmayan üye devletlerin doğrudan DIWAS’ı kullanabileceği,
ulusal sistemi olan ülkelerin ise DIWAS’a entegre olacağı merkezi bir sistem
bulunacağı, bu sistemin AB içerisinde zorunlu hale geleceği belirtilmiştir.

Diğer yandan, üçüncü ülkeler açısından da eğer halihazırda bir ulusal dijital atık
yönetim sistemi varsa, bu sistemin DIWAS’a nasıl bağlanabileceğine dair uygulama
tüzüğü (implementing act) taslağının2 önümüzdeki haftalarda kabul edilmesinin
beklendiği, Türkiye gibi üçüncü ülkelerden böyle bir bağlantı isteği olursa ilgili
uygulama tüzüğünde yer alan teknik şartlara uyum sağlanması halinde, DIWAS
sistemine entegrasyonun mümkün olacağı bildirilmiştir. Konuya ilişkin olarak
ülkemizle teknik görüşmeler yapmaya hazır olunduğu ifade edilmiştir.
Eğer Türkiye’de henüz böyle bir sistem yoksa, gönüllü olarak AB ile atık sevkiyatı
içeren işlemler söz konusuysa hem yetkili makamlar hem de ekonomik operatörlerin
doğrudan sistemi kullanabileceği, sistem AB içinde zorunlu olacağı için, öncelikle
AB üye ülkelerindeki kurumlara yönelik eğitim, kılavuz ve dokümantasyon
hazırlıkları yapıldığı, ancak bu materyallerin, ilerleyen dönemde AB dışı ülkeler için
de geçerli olacağı ve bu sistemin, bir denetim aracı veya bir raporlama platformu
olmayacağı ifade edilmiştir.


6) Denetim otoriteleri ile üçüncü ülkeler arasında daha yapısal ve geliştirilmiş bir iş birliği
mekanizması öngörülüp görülmediğine ve bu konuda OLAF ile herhangi bir görüşme
bulunup bulunmadığına yönelik sorumuza cevaben,


- DG Environment ve OLAF ile birlikte, üye devletler arasında daha yapısal bir iş
birliği ve koordinasyon geliştirilmesi yönünde çalışmalar yürütüldüğü, bu
çerçevede, Türkiye ve diğer ilgili üçüncü ülkelerle iş birliği geliştirilmesinin olumlu
olacağı ifade edilmiştir.
Atık Sevkiyatı Uygulama Grubunun (Waste Shipment Enforcement Group), bu
doğrultudaki enstrümanlardan biri olduğu, Grubun üçüncü ülkelerle ilişkileri
güçlendirmek için önemli bir araç olarak değerlendirildiği belirtilmiştir.


7) Atık Sevkiyatı Tüzüğü kapsamında plastik atıklara ilişkin hükümlere ve OECD üyesi
ülkelerin plastik atık yönetimine dair hazırlanacak değerlendirme raporuna ilişkin
sorularımıza cevaben:


- Mayıs 2026 tarihinden itibaren, AB dışına yapılacak her türlü plastik atık ihracatının
bildirim prosedürüne (PIC) tabi olacağı, Komisyonun, AB’den büyük miktarda
plastik atık ithal eden OECD ülkelerine yönelik ihracatı inceleyen özel bir rapor
hazırlama yükümlülüğü bulunduğu, bu ülkeler arasında Türkiye’nin de yer aldığı,
bu çerçevede, AB’nin Türkiye’ye plastik atık ihracatının çevresel etkilerine ilişkin
değerlendirme yapılması planlandığı ve değerlendirme süreci kapsamında,
Türkiye'deki yetkili otoritelerle ve paydaşlarla daha ayrıntılı istişarelere ihtiyaç
duyulduğu belirtilmiştir.
İhracat sonrası plastik atıkların Türkiye’de nasıl işlendiği, yönetildiği, geri kazanım
süreçleri ve potansiyel çevresel etkileri gibi konuların değerlendirileceği, ayrıca
geçmişte yaşanan yasadışı sevkiyat vakalarının da dikkate alınacağ, bu sorunların çözümü için iş birliği olanaklarının değerlendirileceği, bu kapsamda Türkiye’deki
yetkili makamlarla bu konuya özgü bir çalıştayın 2025 sonu veya 2026 başında
düzenlemesinin hedeflendiği aktarılmıştır.

8) Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Tüzüğü (PPWR) kapsamında plastik ambalajlarda asgari
geri dönüştürülmüş içerik kuralının karşılanabilmesi için üçüncü ülkelerdeki tesislerin
AB ile eşdeğer şartlarda faaliyet göstermesinin beklendiği dikkate alındığında, WSR
kapsamında plastik atık ithalatı yapan tesislerde yapılacak denetimlerin PPWR için de
geçerli olup olmayacağına ilişkin sorumuza cevaben:


- Ambalaj mevzuatı kapsamında söz konusu hükmün nasıl uygulanacağının
Komisyon tarafından önümüzdeki yılın sonuna kadar daha ayrıntılı olarak
netleştirileceği, bu süreçte bazı denetim süreçlerinin de söz konusu olabileceği, bu
bağlamda, farklı denetim türlerinin birbirini nasıl tamamlayabileceği ve uyumlu
biçimde nasıl uygulanabileceği konusunun önemli olacağı, denetimde belirli
unsurların kontrol edildiğinde, bu bilgilerin başka bir denetimde de kullanılabilmesi,
böylece farklı denetim türlerinin tekrarlanmasının önlenmesinin hedeflendiği
aktarılmıştır.


9) Atık sonu kriterlerinin (End of waste) düzenlemeden muaf tutulacağından bahisle,
AB’de atık sonu kriteri olan bir atık türünün atık-sonu kriteri olmayan bir ülkeye ihraç
edilmesi halinde işleyişin nasıl olacağına ve AB’de atık sonu kriterlerinin revizyonuna
ilişkin sorularımıza cevaben,


- Atık Sevkiyatı Tüzüğü 29. Madde uyarınca temel prensibin atık ticareti yapan iki
ülke arasında atık rejimine dair farklılaşma olması durumunda, daha sıkı prosedürün
uygulamada esas alınması olduğu, bu çerçevede AB’den atık-sonu kriterine uygun
bir ürünün söz konusu kriterin uygulanmadığı bir ülkeye ihracatında, o ticaretin
“atık” sınıflandırmasına uygun olarak ve dolayısıyla WSR hükümlerine göre
gerçekleştirileceği, benzer şekilde “tehlikeli atık”-“tehlikeli olmayan atık”
sınıflandırmasında farklılık olması durumunda da ticaretin daha katı hükümlerin
uygulandığı “tehlikeli atık” kategorisine göre gerçekleştirileceği,
Diğer taraftan, halihazırda bazı plastik ve tekstil atık türleri için de atık sonu
kriterlerin oluşturulmasına yönelik çalışmalar yürütüldüğü, diğer bazı malzeme
akışları için de AB düzeyinde benzer kriterlerin geliştirilmesi ihtimalinin
değerlendirildiği aktarılmıştır.


10) Üçüncü ülkelerdeki su ürünleri işleme tesislerinden kaynaklanan organik atıkların
Tüzük kapsamında nasıl değerlendirileceğine ilişkin sorumuza cevaben:


- Atık olarak kabul edildiğinden, Atık Sevkiyat Tüzüğü kapsamındaki genel
kuralların geçerli olacağı, eğer organik atık bildirim prosedürüne tabi olarak
değerlendirilirse, ön onay prosedürlerine uyması gerekeceği, diğer taraftan yeşil
listede yer alan bir atıksa (green list) ön onay olmadan ihraç edilebileceği ancak
2027 Mayıs itibarıyla geçerli olacak denetim yükümlülüklerinin uygulanacağı ifade
edilmiştir.

Makine İhtisas OSB

Açılacak iş pozisyonları hakkında bilgi almak için lütfen bilgilerinizi ve CV'nizi bize iletin Bize Ulaşın

İŞ Mİ ARIYORSUN ?

Firmaların oluşturduğu ilanlara bakabilir ve bu ilanlara başvuru yapabilirsiniz.

İş İlanlarını Gör